ben uzun zamandır pek yazamıyorum bu sebepten.
yani, eskiden bi köpüklü kahve nasıl yapılır başlığına yazsak çaylak oluverirdik, uçanlar olurdu.
dün okuyayım dedim, başlıkta "bebe bisküvisi seven kadın" gibi bir şey yazıyor, eleman "tadını çok sevdiğim bisküvi çeşidi" demiş. başlığı okumamış bile. başlık doğru olsaydı bile, "tadını çok sevdiğim" diye tanım neden yazılır? bu tarz entryler önceden birileriyle dalga geçmek amaçlı yazılıyordu.
biraz inci sözlük tadı alıyorum artık ekşide. "up up" yazan mı, tanımla hiç alakası olmayan sözler mi, gurur-kibir, ne ararsan var.
eskiden de elbet vardı bir şeyler, ama ekşinin kuralları katıydı. sözlük hesabını satmak ne demek? duyuruda hesapların satıldığını görünce şok olup, sormuştum, artık legalleşti mi bu durumlar, diye.
kalite konusunda çok katılardı eskiden. şimdi entryler tanım değilse sıkıntı olmuyor, hesaplar satılıyor. tiyatro gibi özel alanlarda yazılanları kaale alıyorum açıkçası. bir oyun hakkında yazmak için, gidip izlemiş olmak gerekiyor sonuçta.
seneler önce bir entryde, ateist bir arkadaşın dinî bakış hakkındaki yazdıkları beni derinden etkilemişti. şimdi "allah yok yeaaa"lar uçuşuyor. he yok. sen de anana babana isyan eden, mükemmel bi bireysin, uuu ateistsin, süper, deyip kapatıyorum sayfayı.
bu arada belirteyim, 1 Temmuz 2004 karnımın acıkması güzel başlıktı. o zamanlar için yeni bir hamleydi. çok abartmış demeyin, başlığı açan özelinde demiyorum da, ilber ortaylı'nın sakız çiğnemesi olaydır, komşu fadime'nin patlatması değil.
0